Kuzey İtalya’da COVID-19 hastalarına ait ön verilerin analiz edildiği çalışmada özellikle yoğun bakım ihtiyacı duyan hastalarda TSH’ın düşük veya baskılanmış, tiroksin konsantrasyonlarının ise tirotoksikoz düzeyinde olduğu bulunmuştur. COVID-19 diğer viral enfeksiyonlarda da tanımlandığı gibi, doğrudan tiroid bezini enfekte edebilir ve subakut tiroidit yapabilir. Subakut tiroidit, haftalar veya aylar süren tirotoksikoz ve ardından ötiroidizmin ve/veya hipotiroidizm ile karakterizedir.
Bu çalışmada 2020 yılında COVID-19 nedeniyle YBÜ'ye başvuran hastalar ile 2019 yılında aynı YBÜ'ye başvuran ve dolayısıyla SARS-CoV-2 negatif olan hasta grubu karşılaştırılmıştır. Genel popülasyona paralel olarak 2019 grubunda subakut tiroidit prevalansı %0,5 iken 2020 grubunda %10 olarak tespit edilmiştir.
Öte yandan 2020 grubundaki hastalarda, 2019 grubuna kıyasla hem otoimmün hem de otoimmün olmayan önceden var olan tiroid bozukluklarının prevalansının daha düşük olduğu gözlemlenmiştir. Bu bulgular, altta yatan tiroid bazukluklarının COVID-19 açısından ağır klinik seyir için bir risk faktörü olmadığını göstermektedir.
Yoğun bakım ihtiyacı olan ve subakut tiroidit ile başvuran COVID-19 hastalarında, serum serbest tiroksin konsantrasyonları çok yükselmemiş ve serum TSH konsantrasyonları baskılanmamıştır, ayrıca boyun ağrıları ve lökositozları da yoktur (sessiz tiroidit ile uyumlu), ancak COVID-19 enfeksiyonu sırasında görülebilen lenfopeni saptanmıştır. SARS-CoV-2 ile ilişkili tiroiditte lenfopeni nedeniyle dev hücreler oluşmayabilir ve SARS-CoV ile gözlendiği gibi tiroid hücreleri apopitozdan zarar görebilir. Her iki virüsün de konak hücre giriş reseptörü Anjiyotensin dönüştürücü enzim 2 (ACE2), ortak patojenik yoldan kısmen sorumlu olabilir. ACE2, tiroid hücrelerinde daha yüksek oranda eksprese edilmektedir.
Serum C-reaktif protein (CRP) konsantrasyonu da subakut tiroiditin spesifik olmayan bir belirtecidir. Medyan serum CRP konsantrasyonları, 2019 YBÜ hastaları ve hafif seyirli COVID hastaları ile karşılaştırıldığında, 2020 YBÜ hasta grubunda önemli ölçüde daha yüksek olarak bulunmuştur.
COVID-19 hastalarından, ölen hastalar ve hayatta kalanlar karşılaştırıldığında, medyan serum CRP ve ortalama serbest tiroksin konsantrasyonlarının, ölen hastalarda önemli ölçüde daha yüksek olarak saptanırken, medyan TSH ve ortalama serbest tiroksin konsantrasyonları için aynı durum saptanmamıştır. Bu bulgu ,daha yüksek serum CRP konsantrasyonlarına sahip hastalarda tiroid bezinin etkilenme riskinin daha yüksek olabileceğinin göstergesi olabilir.
Sonuç olarak, SARS-CoV-2 ile ilişkili subakut tiroidit riski açısından özellikle yoğun bakım ihtiyacı olan COVID-19 hastalarında tiroid fonksiyonlarının rutin olarak değerlendirilmesi önerilmektedir.